Ekim 31, 2009

michael jackson's this is it

30.10.09 tarihinde dün vizyona giren filmin türkiye galası oldukca büyük bir ilgi gördü. film hakkında çok güzel eleştiriler yapıldı. ben filmi bugün izleme fırsatı buldum. biraz bahsetmek istiyorum.

filmde her şeyden önce onun gerçekten hümanist, doğa aşığı ve müthiş bir müzisyen olduğuna gözlerinizle şahit olabilmek harika. izleyince kafanızda oluşan (varsa) bütün soru işaretleri kalkıyor. dansçılara yaptığı hocalık ve enstrümantalistlerine verdiği özgüven ise cabası. müthiş müziğinden ve danslarından bahsetmeme bilmem gerek var mı? konserlerinde hala barkovizyona kliplerini veren bizim sanatçılar da izlese hiç fena olmaz!

direk dansı fenomeni !

gece kulüplerinin vazgeçilmezi striptiz şovlar bundan böyle bir spor dalı oluyor ! ilk duyduğumda çok şaşırdım ama düşününce doğru geldi. sonuçta onca hareket , demir çubukla yapılan erotik bi dans olamakla beraber basbaya zorlu bi spor dalını andırıyor. bu dans şovu resmi bi spor dalına dönüşünce demir çubuğun usta striptizcilerinin nasıl kıyafetler seçeceğini çok merak ediyorum. geleneksel underwear mı takılacaklar,yoksa ülke bayraklarının dantelleştirilmiş versiyonlarını mı giyecekler bilinmez ancak ABD'de 2012 yılında ilk resmi 'direk dansı olimpiyatı' ciddi ciddi gerçekleştirilecekmiş. hatta Rusya bu olimpiyatlara katılmak için 'direk dansı milli takımı' kurmaya hazırlanıyormuş. ilgililere duyurulur :)
öte yandan striptiz deyince aklıma gelen yegane olay erkeklerin 'bekarlığa veda partileri' oldu. bu partilerin vazgeçilmez parçası olan striptiz şovları bundan böyle şöyle diyaloglara sahne olacağa benzer :
--olumm jack'in bekarlığa veda partisi kaçmaz bak gel mutlaka.
-niye lan ?
--niyesi var mı,bu yılın şampiyon striptiz takımı geliyomuş da ondan.
-vay bee!!!

tüm striptizcilerin hatırına stripper lily'e slmlar :D

Ekim 30, 2009

ya okyanusta pusulanız bozulursa ???

bir anda belki de ite kaka açtığım blogumdaki ilk yazım ve ben acemiliğin doruğunda hissediyorum kendimi :D çok sevgili kardeşimin bloguna sızmak istedim ancak kendi rüzgarımda savrulacağım bi blog fikri daha sıcak geldi bana, vee işte yazıyorum...
acele bi blog adı söylememi isteyen kardeşime inat sıkı bi ad bulmak istedim ve de bulduğuma inanıyorum ' kuzeyi gösteren pusula' . pusula yön bulmada yardımcı olan,kullanmayı bilmeyenlerin ne tarafa tutup, nasıl yol alacaklarını kestiremediği,üzerindeki tek kıpkırmızı okun daima kuzeyi gösterdiği yegane rehber alettir. sadece kuzeyi değil tüm yönleri bulmamıza yardımcı olur. ben de hayatımda yol aldığım tüm yönlerle, buradan 'diary' tadında devam edeceğim.
hoşgeldimm...